Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, petrol ve gaz endüstrisinin Dubai’deki COP28’de bir dönüm noktasıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, “Dünya giderek kötüleşen iklim krizinin etkileriyle mücadele ederken sektörün normal şekilde işlerine devam etmesi ne sosyal ne de çevresel olarak sorumlu bir davranış değil.” ifadesini kullandı.
IEA, bu yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkanlığını yürüttüğü ve 30 Kasım-12 Aralık tarihlerinde Dubai’de düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28) öncesinde, küresel petrol ve gaz sektörünün operasyonlarını Paris Anlaşması hedefleriyle nasıl uyumlu hale getirebileceğini analiz eden Net Sıfır Dönüşümde Petrol ve Gaz Endüstrisi başlıklı özel raporunu yayımladı.
Rapora göre, bugünkü politikalarla bile küresel petrol ve gaz talebinin 2030’a kadar zirve yapması ve sonrasında düşüşe geçmesi bekleniyor. İklim değişikliğinin etkilerini sınırlandırmak için atılacak daha güçlü adımların, her iki kaynağa yönelik talebi daha hızlı düşüreceği öngörülüyor.
Hükümetlerin mevcut politikalarındaki taahhütlerini tam olarak yerine getirmesi halinde, küresel petrol ve gaz talebinin 2050 itibarıyla bugünkü seviyesine göre yüzde 45 azalacağı hesaplanıyor.
Buna karşın, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefi için 2050 itibarıyla net sıfır emisyona ulaşılması, petrol ve gaz tüketiminin bugünkü seviyesine göre yüzde 75’ten fazla gerilemesini gerektiriyor.
Bu nedenle, küresel enerji tedarikinin yarısından fazlasını oluşturan ve dünyada 12 milyon istihdam sağlayan petrol ve gaz sektörü, ağırlıklı olarak kendi operasyonları nedeniyle derinleşen iklim krizine katkıda bulunmaya devam etmek ve temiz enerji sistemine dönüşümü hızlandırmak arasında kritik bir seçimle karşı karşıya. kalıyor.
Petrol ve gaz şirketlerinin değeri bugünkü 6 trilyon dolara göre azalacak
Hali hazırda petrol ve gaz şirketleri dünyadaki temiz enerji yatırımlarının yüzde 1’ini oluşturuyor ve bu yatırımların yüzde 60’ını tek başına dört şirket elinde bulunduruyor. Büyük çaplı özel sektör şirketlerinin küresel petrol ve gaz üretimi ile rezervlerde yüzde 13 payı bulunuyor.
Petrol ve gazın üretim, ulaşım ve işlenmesini kapsayan operasyonlar enerji sektörü kaynaklı emisyonların yaklaşık yüzde 15’ine yol açarken, IEA her şirketin operasyonlarından kaynaklanan emisyonları azaltmayı kapsayan bir dönüşüm stratejisi olması gerektiğini ifade ediyor.
Şu anda emisyonlarını azaltma hedefi bulunan şirketler, küresel petrol ve gaz üretiminin neredeyse yarısını oluşturuyor.
Sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefiyle uyumlu olması için petrol ve gaz endüstrisi kaynaklı emisyonların 2030’a kadar yüzde 60 azalması gerekirken, yapılacak iyileştirmeler ve özellikle metan emisyonlarını azaltmada etkili olan teknolojilerin düşük maliyetli olması, emisyon azaltımını mümkün kılıyor.
Her yıl petrol ve gaz sektörüne yapılan 800 milyar dolarlık yatırım, küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefiyle uyumlu yol haritası için gereken yıllık yatırım miktarının yaklaşık iki katını oluşturuyor.
Talepteki azalmanın yeni bir petrol ve gaz projesi gerektirmeyecek ve hatta bazı mevcut petrol ve gaz üretim tesislerinin kapanmasını sağlayacak kadar keskin olması beklenirken, net sıfır dönüşüm senaryosunda petrol ve gaz sektörünün daha az karlı ve riskli bir iş olacağı öngörülüyor.
Ülkelerin ulusal enerji ve iklim hedeflerine ulaşılması durumunda petrol ve gaz şirketlerinin değerinin bugünkü 6 trilyon dolar seviyesine göre yüzde 25 ve sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine ulaşılması halinde ise yüzde 60 azalabileceği hesaplanıyor.
“Sektörün vereceği kararların önümüzdeki on yıllar boyunca sonuçları olacak”
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, “Petrol ve gaz endüstrisi Dubai’deki COP28’de bir dönüm noktasıyla karşı karşıya. Dünya giderek kötüleşen iklim krizinin etkileriyle mücadele ederken, sektörün normal şekilde işlerine devam etmesi ne sosyal ne de çevresel olarak sorumlu bir davranış değil.” ifadelerini kullandı.
Petrol ve gaz üreticilerinin küresel enerji sisteminin geleceğindeki yerlerine karar vermek üzere köklü kararlar vermesi gerektiğini dile getiren Birol, şunları kaydetti:
“Sektörün, dünyanın enerji ihtiyaçlarını ve iklim hedeflerini karşılamasına gerçekten yardımcı olmaya kendini adaması gerekiyor ve bu da inanılmaz büyük miktarlarda karbon yakalamanın çözüm olduğu yanılsamasından vazgeçmek anlamına geliyor. Bu özel rapor, petrol ve gaz şirketlerinin temiz enerji ekonomisinde gerçek bir pay sahibi olurken, dünyanın iklim değişikliğinin en ciddi etkilerinden kaçınmasına yardımcı olacak adil ve uygulanabilir bir yol gösteriyor. Fosil yakıt sektörü şimdi zor kararlar vermek zorunda ve bu kararların önümüzdeki on yıllar boyunca sonuçları olacak. Temiz enerji alanındaki ilerleme, petrol ve gaz üreticileri olsa da olmasa da devam edecek. Bununla birlikte, net sıfır emisyona giden yolculuk, sektörün bu yolda yer almaması halinde daha maliyetli ve daha zor olacak.”