Borrell, Orta Doğu turu kapsamında dünkü İsrail ziyaretinden sonra Ramallah’ta Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye ile bir araya geldi ve ortak basın toplantısı düzenledi.
Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısını kınadıklarını hatırlatan, İsrail’in kendini savunma hakkını orantılı ve uluslararası hukuk içinde kullanması gerektiğini belirten Borrell, insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması için AB’nin çatışmalara aralar verilmesi çağrısını yineledi.
“Gazze’de Hamas’a yönelik savaş, uluslararası toplumun siyasi ve ahlaki başarısızlığının sonucudur.” diyen Borrell, Filistin-İsrail meselesindeki bu başarısızlığın bedelini Filistinlilerin ve İsraillilerin ödediğini vurguladı.
Borrell, bölgedeki şiddeti sadece siyasi çözümün bitirebileceğini, bunun da iki devletli çözüm olduğunu dile getirerek “Bu (Gazze’deki) dramatik olaylar en azından Filistin meselesini belirsizlikten çıkardı. Kimse bu sorunu ciddiye almıyordu.” diye konuştu.
AB’DEN ÜÇ “HAYIR”, ÜÇ “EVET”
AB’nin tutumunu üç “evet” ve üç “hayır” ile açıklayan Borrell, Filistinlerin Gazze’den zorla çıkarılmasına, Gazze’nin İsrail tarafından işgaline ve bölgenin Hamas için güvenli liman olmasına, Gazze’nin genel Filistin meselesinden ayrı tutulmasına “hayır” dediklerini bildirdi.
Borrell, Iştiyye başbakanlığındaki Filistin yönetiminin Gazze’yi kontrol etmesine, Arap ülkelerinin güçlü şekilde meseleye müdahil olmasına ve AB’nin Filistin devletinin kurulmasındaki siyasi sürece dahil olmasına “evet” dediklerini dile getirdi.
Josep Borrell, “Avrupa’da devlet inşa etmede belli bir tecrübemiz var.” diye konuştu.
– “Mevcut ivmeyi yakalamalıyız”
Batı Şeria’daki durumun göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Borrell, “Yerleşimci teröründe 7 Ekim’den bu yana ciddi artış olduğunu herkes görmeli.” ifadesini kullanarak şunları kaydetti:
“Bu savaş bize Filistin meselesini çözümsüz bırakamayacağımızı gösterdi. Barışa yatırım yapmak ve çözüme doğru çalışmak için mevcut ivmeyi yakalamalıyız. İki devletli çözüme yönelik siyasi süreç için uluslararası desteği harekete geçirmeliyiz. Bu süreç çok uzun zamandır ihmal edilmişti. Barışa giden tek sürdürülebilir yol iki devletli çözümdür. Bunun uygulanması için atılacak somut adımları belirlemenin zamanı gelmiştir. Oslo anlaşmalarından beri gerekeni yapmadan bunu 30 yıldır tekrarlıyoruz. Ramallah’tan vereceğim mesaj budur.”
GAZZE İŞGALİNDE SON DURUM
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 310’dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, 7 Ekim’den bu yana 51’i Gazze içerisindeki çatışmalarda 6’sı da Lübnan sınırında olmak üzere 372 İsrail askeri öldürüldü. İsrail’e göre, Kassam Tugaylarının elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.
Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim’den bu yana İsrail saldırılarında Gazze Şeridi’nde 4 bin 710’u çocuk ve 3 bin 160’ı kadın olmak üzere 11 bin 500 kişi öldürüldü. İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 200 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu, Gazze’de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana sınırda yaşanan çatışmalarda 76 Hizbullah mensubu ve 6 İsrail askeri öldü.
patronlardunyasi.com